EKOLOJİ BİRLİĞİ: MARMARA GÖZ GÖRE GÖRE ÖLDÜ

GÜNDEM 03.06.2021 - 16:55, Güncelleme: 30.03.2022 - 17:14
 

EKOLOJİ BİRLİĞİ: MARMARA GÖZ GÖRE GÖRE ÖLDÜ

Ekoloji Birliği, Marmara Denizi’ni saran deniz salyasıyla (müsilaj) ilgili açıklama yaptı. Açıklamada kirliliğin yaklaşık iki aydır Marmara Denizi’nin birçok noktasında, kıyısında ve gün geçtikçe tüm illerinde karşımıza çıktığına dikkat çekilerek, “Bilimsel yaklaşım ve politikadan uzak kurumlar yıllardır yapılan uyarılara ve gerçekliklere kulaklarını tıkayarak, sorunları görmezden gelerek ve zamanında çözüm üretmeyerek Marmara’nın ölümüne neden olmuşlardır” denildi
Ekoloji Birliği’nin basın bülteni şöyle: “‘Fitoplankton, alg patlaması, müsilaj’ ya da yerlilerin dili ile ‘deniz salyası’ denilen, denizin üzerini örtü gibi kaplayan altını ise ağ misali saran, kurutan ve öldüren bu tabaka bir doğa olayı değildir, doğal da değildir. Marmara’da yıllarca hiç düşünülmeden yağmalanan bir ekosistemin öfkesidir. Kapitalist sistemin doğal varlıkları yağmalayarak meydana getirdiği ekolojik yıkımın bir sonucudur. Marmara, bu ülkenin tek iç denizidir. Doğal kaynakların yok ederek ve kirletilerek inşa edilen sömürü düzeni nedeniyle ölü bir tuzlu su yatağına dönüşmüştür. Marmara Denizi, gerekli arıtmalar yapılmadan deşarj edilen evsel ve endüstriyel atıksular, derin deniz deşarjları, büyüklü küçüklü binlerce sanayi tesisinin boşalttıkları zehirli sular, gemilerden kaynaklanan balast ve sintine suları, dip taramaları, kıyı kumullarının yok edilmesi ve daha birçok kirlilik yükü ile katledilmiştir. Sayısız türün ve milyonlarca çeşitliliğin ev sahibi olan Marmara’da artık biyoçeşitlilik yok edilmiş ve tür sayısı iyice azalmış, kirliliğe dayanıklı bazı türler istila etmeye başlamıştır. Sonucu da müsilaj gibi olaylardır. ‘MARMARA’NIN ÖLÜMÜNE NEDEN OLUNDU’ Bilimsel yaklaşım ve politikadan uzak kurumlar yıllardır yapılan uyarılara ve gerçekliklere kulaklarını tıkayarak, sorunları görmezden gelerek ve zamanında çözüm üretmeyerek Marmara’nın ölümüne neden olmuşlardır. Aynı kurumlar konuyu odağının saptırmaya devam etmekte ve sorumluluktan kaçmaktadırlar. Müsilaj sonuçtur; neoliberal politikalar ile sermayeye peşkeş çekilen bir denizin hikayesidir. Ancak bu hikaye böyle bitmeyecektir.  Yaşam savunucuları olarak öfkeliyiz. Marmara Denizi’nin isyanı olmak zorundayız. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde müsilaj sorunu araştırılması konusunda önerge veren vekillere ‘hayır’ yanıtını verenleri unutmayacağız. Bu sömürü ve yağma düzenin sürdürülemeyeceğini söyledik / söylüyoruz, görmekten kaçtığınız tüm sorunların takipçisi olmaktan geri adım atmayacağız.”
Ekoloji Birliği, Marmara Denizi’ni saran deniz salyasıyla (müsilaj) ilgili açıklama yaptı. Açıklamada kirliliğin yaklaşık iki aydır Marmara Denizi’nin birçok noktasında, kıyısında ve gün geçtikçe tüm illerinde karşımıza çıktığına dikkat çekilerek, “Bilimsel yaklaşım ve politikadan uzak kurumlar yıllardır yapılan uyarılara ve gerçekliklere kulaklarını tıkayarak, sorunları görmezden gelerek ve zamanında çözüm üretmeyerek Marmara’nın ölümüne neden olmuşlardır” denildi

Ekoloji Birliği’nin basın bülteni şöyle:
“‘Fitoplankton, alg patlaması, müsilaj’ ya da yerlilerin dili ile ‘deniz salyası’ denilen, denizin üzerini örtü gibi kaplayan altını ise ağ misali saran, kurutan ve öldüren bu tabaka bir doğa olayı değildir, doğal da değildir. Marmara’da yıllarca hiç düşünülmeden yağmalanan bir ekosistemin öfkesidir. Kapitalist sistemin doğal varlıkları yağmalayarak meydana getirdiği ekolojik yıkımın bir sonucudur.
Marmara, bu ülkenin tek iç denizidir. Doğal kaynakların yok ederek ve kirletilerek inşa edilen sömürü düzeni nedeniyle ölü bir tuzlu su yatağına dönüşmüştür. Marmara Denizi, gerekli arıtmalar yapılmadan deşarj edilen evsel ve endüstriyel atıksular, derin deniz deşarjları, büyüklü küçüklü binlerce sanayi tesisinin boşalttıkları zehirli sular, gemilerden kaynaklanan balast ve sintine suları, dip taramaları, kıyı kumullarının yok edilmesi ve daha birçok kirlilik yükü ile katledilmiştir. Sayısız türün ve milyonlarca çeşitliliğin ev sahibi olan Marmara’da artık biyoçeşitlilik yok edilmiş ve tür sayısı iyice azalmış, kirliliğe dayanıklı bazı türler istila etmeye başlamıştır. Sonucu da müsilaj gibi olaylardır.
‘MARMARA’NIN ÖLÜMÜNE NEDEN OLUNDU’
Bilimsel yaklaşım ve politikadan uzak kurumlar yıllardır yapılan uyarılara ve gerçekliklere kulaklarını tıkayarak, sorunları görmezden gelerek ve zamanında çözüm üretmeyerek Marmara’nın ölümüne neden olmuşlardır. Aynı kurumlar konuyu odağının saptırmaya devam etmekte ve sorumluluktan kaçmaktadırlar. Müsilaj sonuçtur; neoliberal politikalar ile sermayeye peşkeş çekilen bir denizin hikayesidir. Ancak bu hikaye böyle bitmeyecektir. 
Yaşam savunucuları olarak öfkeliyiz. Marmara Denizi’nin isyanı olmak zorundayız. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde müsilaj sorunu araştırılması konusunda önerge veren vekillere ‘hayır’ yanıtını verenleri unutmayacağız. Bu sömürü ve yağma düzenin sürdürülemeyeceğini söyledik / söylüyoruz, görmekten kaçtığınız tüm sorunların takipçisi olmaktan geri adım atmayacağız.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve tekirdaginsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.